Göğüs Hastalıkları
Göğüs hastalıkları bölümü solunum ile ilgili tüm rahatsızlıklarla ilgilenir. Göğüs hastalıkları bölümünde kulak, burun, boğaz gibi birçok etki unsuru baz alınarak kapsamı oldukça geniş bir bölümdür. Göğüs hastalıkları bölümü alt yapı ve donanımı bilgileri aşağıda yer almaktadır.
- Solunum ve Fonksiyon laboratuvarı: Bu tür testler akciğerlerin çalışma performansını ölçmeye yöneliktir. Göğüs hastalıklarında destek amaçlı kullanılan bu testler tanı koyulmasında en büyük yardımcıdır. En sık kullanılan testler ise; spirometri, akciğer volümleri ve akciğer difüzyon kapasitesidir.
- Spirometri testinde, akciğerlere giren çıkan hava miktarları aynı grubu insanlara belli özellikler bazında karşılaştırmalar yapılarak bulunur.
- Akım hacim eğrileri, spirometrik testler sonucunda elde edilerek oluşturulur. Akımların hepsi hız ve volümler baz alınarak incelenir. Solunum fonksiyon testlerinin kullanım alanları geniş olmakla birlikte hastalıkların erken tanı ve tedavisindeki yeri oldukça iyidir.
- Altı dakika yürüme testi, akciğer hastalarının bulguları ve seyri hakkında bilgi veren bir analizdir. Yürüyüş sırasındaki oksijen verileri baz alınarak belli yorumlar yapılır.
- Arter kan gazları analizinde, vücuttaki oksijen ve karbondioksit asit baz dengeleri analizi gerçekleştirilir.
- Fiberoptik bronkoskopi işlemlerinde bronş ağaçları incelemesi ile hava yolları değerlendirmesi hastaya ayakta analiz ile anestezi gerekmeden az personel ile uygulaması gerçekleştirilir.
- Uyku laboratuvarı, bronkoloji laboratuvarı mevcuttur. Her türlü hastalık tanı ve tedavisine yönelik birçok yöntem hastanemizde uygulanmaktadır. Hastalık tanısından sonra gerekli testler ve analizler sonucunda uzman kadromuz ile ameliyat girişimleri ve işlemleri kısa sürelerde sonuçlandırılır.
Ameliyat İşlem Ve Girişimleri
- Torasentez, göğüs boşluğundan sıvı alınması ile sıvıdaki mikroorganizmaların araştırması yapılır.
- Bilgisayarlı toraks tomografi, göğüsün farklı konumlardan görüntülenmesi ile üç boyutlu incelemeler yapılır. Tomografik anjiyografi ile vücut damarlarına ilaç verilmesi ile görüntüleme yapılır. Birçok kalp ve damar hastalıklarında kullanılan yöntemler arasındadır.
- Manyetik rezonans anjiografi, damarlar hakkında detaylı bilgiler veren bu yöntemden güçlü manyetik veriler elde edilir.
- Toraks ultrason eşliğinde sıvı örneklemesi ve boşaltımı
- Akut ve kronik solunum yetmezliğinde non-invaziv mekanik ventilasyon
- CPAP, BİPAP tedavileri
- Polisomnografi
- Akciğerlerin sintigrafik değerlendirmeleri
- Akciğerlere yönelik MRI uygulamaları
- Plevra biyopsisi
- Pulmoner arter kateterizasyonu
Astım
Akciğer hastalığı olan astım, solunum yollarının daralmasıyla iltihaplanma biçiminde ilerleyerek hava yolunun şişmesidir. Astım hava yolu daralması ile nefes almayı zorlaştırmaktadır bununla birlikte zaman zaman belirtilerini gün yüzüne çıkarmasa da yaşanılan çevresel faktörler ile nefes darlığı, öksürük, göğüs kafesinde sıkışma gibi ani ataklara yol açabilir. Astım dünyada sıkça görülen bir hastalık olup istatiksel olarak her 7 çocuktan biri astım hastasıdır. Küreselleşen dünya ve hava kirliliği yıllar içinde artış göstermektedir. Astım tanısı, göğüs hastalıkları bölümünde muayene ve nefes ölçümleri ile uzman hekimlerimizce yapılmaktadır. Astım tanısı konduktan sonraki süreç hastalığı yok etmek değil kontrol altında tutabilmek içindir. Uygun ilaç tedavileri ile astım rahatsızlığı olan insanlar hayatlarına hiçbir kısıtlama olmadan devam edebilmektedir.
KOAH
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı isminin kısaltılışıdır. Akciğerlerdeki hava keseciklerinin tıkanması ile öksürük ve nefes darlığı gibi sonuçlar doğuran kronik bir hastalıktır. Günümüzde küresel sağlık sorunu haline gelmiştir. KOAH'da nefes borusundaki daralma tıkayıcı bronşit, hava keseciklerindeki parçalanma ise amfizem olarak belirtilir. Hastalık, hastalığa yol açan başta sigara ver her türlü zararlı kimyasal gazların solunumu olmadığı takdirde önlenebilir. KOAH tedavi edilebilir bir hastalık olup şikayetler kullanılan ilaçlar ile hafifler, hayatınızı normalleştirir. KOAH teşhisinde en önemli test spirometri ( soluk testi) testidir. Diğer belirleyici testler ise ; arter kan testi, bio-kimya ve hematolojik testler, anti-tripsin serum seviyesi ve tomografidir. Hastalığın teşhisinden sonra uzman doktorlarımız aracılığı ile hastalığın nedeni araştırılarak en etkili tedavi uygulanır. Tüm bunların ışığında doktorunuz mevcut sağlığınız için çeşitli öneriler getirebilir.
Bronşit
Akciğerlerdeki hava yolları tıkanıklığına neden olan iltihaptır. Tekrarlama olasılığı ve ağır seyretmesi ile endişe oluşturan bir türdür. Sıklıkla 2 yaşından küçük çocuklarda kış aylarında görülmektedir. Çocuklarda görülmesinin sebeplerinden biri bronşların az sayıda ve çapı dar olmasıdır. Bronşiolitin nedeni çoğunlukla virüs olduğundan gribal enfeksiyonların bunda etkisi oldukça fazladır. Virüsün 10 günlük gibi değişen bir kuluçka süresi vardır. Belirtileri soğuk algınlığı belirtileri ile aynı seyreder; öksürük, burun akıntısı, ateş belirtilerdendir. Eğer hasta iki aydan küçük bebek ise solunum kesilmesi gelişebilir. Ayrıca vücutta morarma ve oksijen düşüşü gibi durumlar da görülebilir. Kesinlikle antibiyotik ( özel durumlar haricinde ) kan testleri ve akciğer tomografisi gibi kullanımlar söz konusu değildir. Tanı ve tedavi uzman göğüs hastalıkları doktorları tarafından yapılır.
Pnömoni
Zatürre olarak bilinen bu hastalık akciğer dokularında iltihap görünmesi şeklinde oluşur. Vücut direncinin düşük olması ile vücut gelen virüse karşı kendini savunamaz. Zatürre genellikler; üşüme, titreme, yüksek ateş, balgam, iştahsızlık, halsizlik, eklem ağrıları ve öksürük şeklinde reaksiyon gösterebilir. Erken teşhis ve tedavi iyileşme süreci için çok önemlidir. Doktorlar tarafından yapılan muayene ve akciğer röntgeni ile teşhisler konulabilir. Zatürre bulaşıcı olduğu gibi bazı risk grupları vardır; Kronik hastalığı olanlar( KOAH, Kanser , AIDS, gibi ) en riskli grupta yer alır. Korunmak için zatürre oluşumunu etkileyen faktörlerden ( alkol, sigara, grip salgını gibi ) uzak durulmalıdır. Zatürreye karşı pnömokok aşısı bulunmaktadır. Bu aşı yüksek risk gruplarında sağlandığı takdirde başarılı olabilmekte diğer gruplarda çeşitli yan etkiler gösterebilmektedir.
Akciğer ve Plevra Maligniteleri
Plevra akciğer zarı, akciğer ile göğüs boşluğunu saran bir zardır. Buradaki sıvı oluşumuna plörenzi adı verilir. Solunum sistemine ait verem (tüberküloz), akciğer kanseri, zatürre, akciğer apnesi gibi hastalıklar en önemli nedenlerindendir. Belirtileri; nefes darlığı, göğüs ağrısı, kuru öksürük, ateş, titreme şeklinde görülür. Tanısı, akciğer grafiği ile gerçekleşir. Plevra boşluğundan sıvı alınması ( torasentez) ile bir tanıya varabilmek için kapalı plevra biyopsisi yapılır. Doğru tedavi belirlenmesi ve uygulanması oldukça önemlidir. Örneğin; enfeksiyon kaynaklı olduğunda antibiyotik ile tedavi edilmektedir. Tedavinin süreci etkileyen hastalıklar ve yöntemlere göre kısalıp uzayabilmektedir.
İnterstisyel Akciğer Hastalıkları
Bu grubun içinde 180 civarında hastalık yer almaktadır. Hastalığın nedeni olarak hava keseciklerinin (alveal ) etrafındaki kalın oluşum saptanır. Nedenleri çeşitlilik gösteren bu hastalıklar en temel olarak sağlıklı nefes almayı güç hale getirmektedir. Diğer belirtiler ise iştahsızlık, kilo kaybı, hızlı solunum, gelişme geriliği şeklindedir. İnterstisyel hastalıklar, akciğer yapısına zararlar verir. Bir takım yırtılmalar oluştuğu taktirde oksijen solunumu tehlikeye girer. Hastalığın seyri her insanda farklılık göstermekte olup bazı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenler; çevresel, iş ve çalışma koşulu, radyasyon ortamı, bazı ilaçlar, genetik ve sistematik rahatsızlıklar da bu hastalığın oluşumda etkili nedenler arasındadır. Grup içindeki hastalıkların en temel benzerliği iltihap ile oluşmasıdır. Bazı interstisyel akciğer hastalıkları :
⦁ Sarkoidoz (genç yaştaki kadınları etkileyen hastalık olup öksürük, ateş gibi belirtileri vardır.)
⦁ Vaskülit ( kılcal damar iltihabı )
⦁ İdiopatik akciğer fibrozu
⦁ Pulmoner alveoler proteinosis(hava kesesinde madde birikimi )
⦁ Goodpasture sendromu (akciğer ve böbrek iltihabı - kanamasına sebep olabilir )
Pulmoner Tromboemboli
Akciğer arterinin blokajı yani kan pıhtısı ile gelişimidir. Oluşan bu pıhtıya da emboli ismi verilir. Bu hastalık vücutta; akciğer dokusunda kalıcı hasar, nefes darlığı (sonulum yetersizliği ) ve oluşan pıhtı ile ölüme yol açabilir. Uzun süre hareketsiz kalmak (uçak seyahati - ameliyatlar vb.) buna yol açabilir. Belirtileri arasında ; kaygı, korku hissi, öksürük, nefes darlığı ve göğüs ağrısı, terleme veya hızlı kalp atışı diğer belirtiler arasında sayılabilir. Doktorunuz muayene ve testler ile uygun tanı ve tedaviyi uygulayacaktır.
Pulmoner Hipertansiyon
Kalbin sağ tarafındaki basıncın fazla olması anlamına gelir. Pulmoner artiyel hipertansiyon bu yapıda değerlendirilir. Göğüs hastalıkları arasında görülme sıklığı milyonda 15-50 civarlarında olan nadir hastalıklardandır. Damarlarda oluşan fazla basınç ile daralma yaşanır bu da kan akışını bozarak kan basıncının oluşumuna neden olur. Kalp zamanla kan pompalama görevini yerine getiremez. Nadir olan bu hastalığın tedavisi olmamakla birlikte 14 tane tedavi yöntemi, çocuklarda kabul görmüş 1 tane tedavi yöntemi bulunmaktadır. Hem kalp hem de akciğer hastalığı olarak kabul edilir.
Solunum Yetmezliği
Yeterli derecede karbondioksit ve oksijen salınımı gerçekleşmemesi durumudur. Astım, KOAH ve akciğer gibi hastalıklara bağlı olarak gelişim gösterebilir, ani olarak da oluşabilir. Akut ve kronik olmak üzere iki türü mevcuttur. Solunum yetmezliği tedavisi genellikle yoğun bakım şartları içinde yapılır. Güncel ve teknolojik yeni yaklaşımlar ile hastalar sağlıklarına kavuşabilmektedir. Bu hastalık yalnızca göğüs hastalıkları değil nöroloji, kardiyoloji, dahiliye gibi alanları da ilgilendirir. Tanısında; arteryal kan gazı, kan testleri , akciğer röntgeni ve detaylı tomografiler, solunum fonksiyon testleri kullanılır. En temel tedaviler ise ilaç, oksijen tedavisi, noninvazif ventilasyon, mekanik ventilasyondur.
Uykuda Solunum Bozuklukları
Uykuda solunum bozuklukları uyku hastalıkları içinde önemli bir konumdadır. Solunum durması, zorlanması şeklinde görülmektedir. Uyku apne sendromu; uykuda gerçekleşen sonulum durması, azalması veya zorlanma söz konusu olur. Bununla birlikte uyku sendromu nabızda azalma, çarpıntı, kan akımının azalması gibi sonuçlar doğurabilir. Kalp krizi, kalp yetmezliği, şişmanlık eğer tedavi edilmez ise de hipertansiyona yol açabilmektedir. Horlama ise geniz eti, burun darlığı gibi nedenlere bağlı olarak oluşabilir. uykudaki solunum bozuklukları tedavi edilmediği takdirde ciddi sonuçlar doğurur.(depresyon, unutkanlık, trafik kazaları, hafıza zayıflığı gibi)
Pre-operatif Akciğer Komplikasyonları
Preoperatif değerlendirmeler hastaların ameliyat öncesi risklerinin belirlenmesi amacı ile yapılır. Kronik akciğer hastaları, sigara kullananlar, yaşı, sağlık durumu, obezite gibi risk faktörleri vardır. Aynı zamanda acil cerrahinde komplikasyonu daha sık görülür. Nefes darlığı, öksürük varlığı, balgam miktarları komplikasyon riskini arttırır.
Post-operatif Akciğer Komplikasyonları
Komplikasyon gelişme olasılığı sigara içenler, 60 yaş üstü olanlar, kilo problemi olanlar gibi hastalarda kat kat artmaktadır. Göğüs fizyoterapisi tekniklerine devam edilmeli, oksijen kullanımına dikkat edilmedir. komplikasyonlar görüldüğü an akciğer grafiği çekilmektedir. Göğüs hastalıkları cerrahisinde bu tarz komplikasyonlar yanında psikolojik olanlarda görülebilmektedir. Bu komplikasyonların önlenmesi için preoperatif dönemden başlayıp bu dönemde de devam eden önlemlerin alınması mümkün olup, midenin boşaltılması- cerrahi müdahale öncesi sigaranın bırakılması da önemli olarak değerlendirilir. Göğüs hastalıkları cerrahisi uzman ekibi ile tüm süreçler kontrol altında yürütülmektedir.
Solunum Egzersizi İşlemleri
Ameliyat sonrası egzersizler göğüs hastalıkları kapsamında komplikasyonların önlenmesinde önemlidir. Ventilasyon dağılımını düzenlemek ve solunumu düzenlemek gibi amaçları vardır. Ameliyattan önce başlanıp günde 4-5 kez yapılması uygundur. Solunum egzersizleri uzman ekipler ile öğretilip süreç takip edilmektedir. (örneğin ;büzük dudak solunumu)
Altyapı ve Donanım